Kliniğimize getirilen bir hastaya doğru teşhisi koymak ve eksiksiz bir tedavi uygulayabilmek için üzerinde durduğumuz en önemli ve kritik nokta, tam ve doğru bir muayenenin yapılmasıdır. Doğru bir muayenenin çıkış noktası da yeterli ve eksiksiz bir anamnezdir. Bu doğrultuda hasta sahibinin verdiği bilgiler çok önemlidir. Veteriner Hekim, gözlemleri ve tecrübeleri doğrultusunda hasta sahibine doğru soruları sorarak, aldığı bilgiler ışığında muayenesini yaparak tanıya gider. Hasta sahibinin verdiği bilgiler ışığında, ilk olarak hayvanda gözlenen semptomlar değerlendirilerek, sonrasında ilgili probleme yönelik spesifik muayeneler yapılır.
Check-up, herhangi bir hastalık belirtisi ortaya çıkmadan önce yapılan kontrol amaçlı işlemlerdir.
Check-up ile organizmada yeni oluşmaya başlamış ama henüz herhangi bir belirti oluşturmamış hastalıklar teşhis edilerek, daha ilerlemeden tedavi edilebilirler. Basit bir belirti olarak kabul edilen ve önemsenmeyen
semptomlar dikkate alınır ve check-up talep edilirse, erken tanı ve teşhisle gereken önlem alınmış olup, canlının hayatı kurtulabilir. Check-up yapılma sıklığı, hayvanın yaşı ve genel sağlık durumu göz önüne alınarak Veteriner Hekiminiz tarafından belirlenmelidir.
Kliniğimizde pek çok hastalığın tanısına yönelik check-up uygulamaları yapılmaktadır. Bu uygulamalar:
Genel muayene
Tam kan sayımı
Biyokimya
X-ray
İdrar tetkikleri
Gaita tahlili
USG (Ultrasonografi)
ECG (Elektrokardiyografi)
Bu sayılanlardan başka, gerekli görüldüğü takdirde tüm bu yöntemlere ek olarak diğer tetkikler de yapılmaktadır.
Sadece kedilerde veya köpeklerde görülen veya her iki türde de ortak seyreden hormonal hastalıklar, kliniğimize
getirilen hayvanlarda sıkça rastladığımız problemlerdendir. Bu hastalıkların tanısının doğru konulması ve tedavinin doğru yapılması, hastaların yaşam kalitesini ve yaşam uzunluklarını etkileyen en önemli unsurlardır. Ayrıca hasta
sahipleri yeterli derecede bilgilendirilmeli ve hastalığın seyri boyunca Veteriner Hekimleri ile tam bir bilgi alış – verişi içinde olmalılar ve tedavi prosedürünü eksiksiz uygulamalıdırlar.
Bu hastalıklar:
Diabetes Mellitus (Şeker hastalığı)
Hipertiroidizm
Hipotiroidizm
Hiperadrenokortisizm (Cushing Sendromu)
Hipoadreneokortisizm (Addison Hastalığı)
Pituitary Dwarfizm (German Shepherd’lerin cücelik hastalığı)
Kliniğimizde, bu hastalıkların tümünün teşhisi için gerekli olan tahliller son teknolojik cihazlar kullanılarak yapılmaktadır. Ve tüm bu verilerin ışığında, gerekli ve doğru tedavi hasta sahibiyle tam bir uyum ve iletişim içinde bulunarak yapılmaktadır. Ve tabii en önemli noktalardan birisi olan, hasta takibi ve hastalığın seyrinin gözlem ve kontrolü, düzenli ve itinalı bir şekilde izlenmektedir.
Sindirim sistemi hastalıkları, hem köpeklerde hem de kedilerde olmak üzere en sık rastladığımız problemlerdendir. Bu hastalıklar pek çok nedene bağlı olarak ortaya çıkmaktadırlar.
Bunlar;
Viral Etkenler:
(FIV, Lösemi, Fıp, Feline Panlökopenia = Kedilerin Gençlik Hastalığı – Kedilerde)
(Parvovirus = Kanlı ishal, Distemper = Gençlik hastalığı
Coronavirus, Enfeksiyöz Canine Hepatitis – Köpeklerde)
Paraziter Etkenler: Kedi ve köpeklerde çok sık rastlanan sindirim
sistemi hastalıklarının nedenlerinden birisi de parazitlerdir.
Beslenmeye Bağlı Problemler: Kedi ve köpeklerde gıda intoleransı sık görülen problemler arasındadır.
Pankreatitis: (Pankreas kesesinin yangısı – hem kedilerde hem de köpeklerde)
İntoksikasyonlar (Zehirlenmeler): Zehirlenmelerde en çok etkilenen sistemlerden birisi de sindirim sistemidir.
Gastritis: Kedi ve köpeklerde rastlanmaktadır.
Megaözefagus (yemek borusunun genişlemesi): Her iki türde de görülür.
Yabancı Cisim Yutulması: Kliniğimizde, hem kedilerde hem de köpeklerde çok sık rastladığımız olgular arasındadır.
Yukarıda saydığımız tüm bu hastalıkların teşhisi kliniğimizde yapılmakta ve tüm bu bulguların ışığında doğru tedavi prosedürü uygulanmaktadır.
Kedilerde ve köpeklerde pek çok nedene bağlı olarak solunum yolu hastalıkları görülmektedir. Bunlar Enfeksiyöz Rhinotracheitis (Kedilerin üst solunum yolu enfeksiyonu)
FIP (Kedilerin enfeksiyöz peritonit hastalığı)
Kennel Cough (Köpeklerin solunum yolu enfeksiyonu)
Allerjik Nedenler, hem kedilerde hem de köpeklerde çeşitli allerjanlara bağlı olarak gelişebilirler.
Paraziter Nedenler (Köpeklerde Heartworm ve Dirofilaria immitis)
Pharengitis (Farenjit)
Solunum Yolları Tümörleri
Burunda Yabancı Cisim
Daralmış Burun Delikleri (Özellikle Brachiocephalic = basık burunlu kedi ve köpek ırklarında görülür)
Bu hastalıkların teşhis ve tedavisi kliniğimizde yapılmaktadır.
Kedi ve köpeklerde çok sık rastladığımız hastalıklar arasında Üriner sistem hastalıkları da yer almaktadır.
Bunlar;
FLUTD (Kedilerin Alt Üriner Sistem Hastalığı)
Urolithiasis (İdrar Yolları taşları)
Feline Idiopathic Cystitis (Kedilerin nedeni belirsiz idrar kesesi yangısı)
Prostat Hipertrofisi (Erkek köpeklerde prostat bezinin büyümesi)
İncontinence (İdrar kaçırma)
Leishmaniasis (Köpeklerde hastalık oluşturan bir kan parazitidir)
Leptospirozis (Köpeklerde)
İdrar Kesesi Tümörleri
İdrar kesesi Divertikulumu (İdrar kesesinin bir bölgede kese gibi çıkıntı
yapması)
Böbrek yetmezliği (Akut veya kronik olarak şekillenebilir)
Zehirlenmeler (Pek çok sistemde olduğu gibi üriner sistem de zehirlenmelerden önemli derecede etkilenir)
Hem kedilerde hem de köpeklerde sıkça rastlanan hastalıklar arasında Karaciğer ve Safra yolları hastalıkları da yer almaktadır.
Bunlar;
Cholangiohepatitis (Karaciğer ve safra kesesinin yangısı)
Kan Parazitleri (Köpeklerde Ehrlichia canis, Babesiosiz)
Portosistemik Şant (Karaciğerde kanın anormal yollarla seyretmesidir. Kedi ve köpeklerde görülür)
Toksikasyonlar
Safra kesesinde çamur ve taş oluşumu
Diabetes Mellitus, Cushing Sendromu gibi hormonal hastalıklar da karaciğer problemlerine neden olurlar.
Idiopatik Hepatik Lipidozis (Genellikle kilolu ve orta yaşlı kedilerde görülür)
Tüm bu hastalıkların teşhis ve tedavisi kliniğimizde yapılmaktadır.
Mikroçip, kedi ve köpeklerin kimlik bilgilerinin kalıcı bir şekilde kayıt altına alınmasını sağlayan bir teknolojik üründür. Yaklaşık bir pirinç tanesi büyüklüğünde olup, on beş haneli bir numara içermektedir ve bu numara tektir. Başka hiçbir hayvan için tekrarlanmaz. Bu numara bir veri tabanına girilmekte hayvanla ilgili bilgiler burada kayıt altına alınmaktadır.
ISO 11784 ve 11785 standartlarını taşıyan mikroçipler, bu standartlara sahip özel okuyucuları ile dünyanın her tarafında okunabilmektedirler. Dış yüzeyi, canlı dokuyla uyumlu bir kapsülden oluşmaktadır. İçerisinde enerji üreten bir kaynak yoktur. Elektronik bir okuyucudan aldığı enerji ile pasif olarak çalışmaktadır ve aldığı radyo frekansını okuyucuya geri göndererek, barındırdığı kimlik numarasının okuyucunun ekranında belirmesini sağlamaktadır.
Nasıl Uygulanır?
Kedi ve köpeklerde, iki scapula (kürek kemiği) arasındaki bölge derisinin altına uygulanır. Deri altındaki hareketlerinin minimalize edildiği bir teknikle üretildiklerinden başka bir bölgeye göç etme ihtimalleri ortadan
kaldırılmıştır.
Mikroçip Uygulaması Neden Yapılmalıdır?
Avrupa Birliği Pet Pasaport Yasası’na göre, evcil hayvanların başka bir ülkeye götürülecekleri zaman mikroçip uygulaması zorunlu kılınmıştır. Mikroçip takılmış bir hayvan, kolaylıkla tanımlanabilir ve bu sayede sahibi tespit edilebilir. Mikroçip uygulaması, belirtilen standartlara uygun olarak kliniğimizde yapılmaktadır.